.: Günün Ayeti :. .: Günün Hadis-i Şerf-i :. .: Günün Sözü :.
     
Şu An Yayında: Yükleniyor...
Winamp, iTunes Windows Media Player Real Player QuickTime Stream Proxy
Dost Yurdu Radyo,İslami Radyo,dini radyo,ilahiler,ezgiler,sohbetler,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, abdurrahman önül,eşref ziya,en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ümmetin sesi,,Dini Radyolar,Radyo Dinle, Canlı Radyo, İlahi Nefesler, İlahiler, İlahi,En güzel ilahilerin yer aldığı çalma listemizden müzikli ve müziksiz ilahi dinleyebilirsiniz,ilahi Radyo Canlı Dinle, güncel yayını ,bedava mobil ilahi Radyo, Kesintisiz Dinle ,online ilahiRadyo internetten dinleme ,müzik , sitene ekle, Türk radyolarının en çok dinlenen ilahileri bu listelerde,Farklı isimlerden ilahiler,Meydân-ı Aşk,Ateş-i Aşk,Aldanma Dünya Varına,Taştı Rahmet Deryası,Tasavvuf Müziği,Allah Diyelim Daim,İlahilerden Seçmeler,7/24 Dinle .

.: DUYURULAR :.


.: Flatcast Radyoları Kapatılmıştır Yeni Sistem Chat Sayfamıza Canlı Yayına Tıklayıp Girebilirsiniz:. Lütfen Canlı Yayın Resmine Tıklayınız

.: KURALLAR :.


.: Lütfen Okuduğumuz Yazılara
Yorum Yapalım Tavsiye Edelim
Dostlarımızın Arkadaşlarımızın
Okumalarını Sağlayalım:.


DOST YURDU RADYO      BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir
             

sss

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:

1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
Hadis-i şerifte: "Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder.... Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum" buyurulmuştur. 1- Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhârî, İ lm, 12; Müslim, Cihâd, 6.) 2- İslâm, güzel ahlâktır. (Kenzü'l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225) 3- İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16) 4- Nerede olursan ol Allah'a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55) 5- Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. (Tirmizî, İlm, 14.) 6- Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. (Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez) (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.) 7- Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Evsat, 1/275; Beyhakî,.) 8- İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. (Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58). 9- Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. (Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.) 10- (Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. (Tirmizî, Birr, 58.) 11- İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür. (Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6. ) 12- (Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah'a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. (Müslim, İ mân, 95 ) 13- Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir. (Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.) 14- İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. (Tirmizî , Fedâilü'l-Cihâd, 12.) 15- Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. (İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta', Akdıye, 31.) 16- Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.) 17- Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.) 18- İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu'l-Kıyâme, 56.) 19- İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz. (İbn Mâce, Ruhûn, 4 .) 20- Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz. (Tirmizî, Cum'a, 80.) 21- Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır. (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.) 22- ( Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. (Tirmizî, Birr, 36.) 23- Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. (Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.) 24- Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir. (Tirmizî, Birr, 3.) 25- Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası. (İbn Mâce, Dua, 11.) 26- Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez. (Tirmizî, Birr, 33.) 27- Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur. (Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.) 28- Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66) 29- Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır. (Tirmizî, Radâ', 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50. Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.) 30- Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben ( Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim. (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141) 31- Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz. (Buhârî, Edeb, 57, 58.) 32- (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah'a şirk koşmak, sihir, Allah'ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu. (Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144) 33- Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75) 34- Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe) cennete giremezler. (Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.) 35- Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir. (Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78) 36- Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.) 37- İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.) 38- Mü'minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O'nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. (Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.) 39- Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır. (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.) 40- Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Îmân, 164.)

7 Ekim 2023 Cumartesi

Komşuluk Nerede?

 İslâm, bir arada insanca yaşamayı mümkün kılmak için hakları ve vazifeleri ayrıntılarıyla belirlemiştir. İnsanların birbiri üzerindeki haklara genel bir tanım olarak “kul hakkı” denilmiştir. Kul haklarına riayet etmek imanın bir gereğidir. Hayatını imanına göre yaşamak isteyen her mümin haklara dikkat etmek zorundadır. Ayrıca toplumun adalet, güven ve huzur içinde yaşaması için haklar hususunda dikkatli olmak şarttır. 

Komşuluk, Cenab-ı Hak tarafından riayet edilmesi emredilen bir husustur. Dolayısıyla şartlar ne kadar değişirse değişsin müminin bu hukuka son derece dikkat etmesi gerekir. 


Neredeyse mirasa ortak 

Türkçede “komşu” kelimesi “karşılıklı ya da yakın konan (oturan) kimse” manasına gelir. Arapçada ise “yakınlık, yakın olmak” anlamındaki “câr” kelimesi ile ifade edilir. Kısaca komşu, karşılıklı ya da yakın evlerde oturan, yüz yüze ilişkileri olan, farklı örf, adet ve değerleri paylaşsa bile yardımlaşan ve dertleşen insanların birbirlerine verdikleri isimdir.

Cenab-ı Mevlâmız şöyle buyurur: “Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.” (Nisa 36)

Efendimiz s.a.v., İbn Ömer r.a. ve Hz. Âişe r.anhâ validemizden rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Cebrail bana komşuluk hususunda o kadar tavsiyede bulundu ki, neredeyse komşuyu komşuya vâris kılacağını zannettim.” (Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140)

Anlaşılıyor ki komşu, neredeyse miras hakkı bulunan akrabalar kadar yakındır.Bu yakınlık elbette hakları gözetip korumayı, güzel muameleyi gerektirir.

Müminlerin komşuluk ilişkilerinde neredeyse bütün hakları özetleyen şu hadis-i şerif herkesçe bilinir: “Komşusu açken kendisi tok uyuyan kâmil mümin değildir.” (Tabarânî, Mu’cemu’l-Kebîr) 

Komşunun et kokusu

Asırlar boyunca müminler komşuluk hususunda son derece hassas davranmışlardır. Bunun güzel bir örneğini şu hatırada görürüz: 

Abdullah b. Mübarek rh.a. hac mevsiminde Mekke’de vazifelerini yaptıktan sonra Harem’de uyuyakalır. Rüyasında semadan iki melek iner. Aralarında şöyle konuşurlar: 

“Bu sene altı yüz bin kişi haccetti. Fakat hiçbirinin haccı kabul edilmedi. Fakat Şam’da Ali b. Muvaffak ismindeki bir ayakkabı tamircisinin yaptığı amelin hürmetine Allah Tealâ hepsinin haccını kabul etti.”

Abdullah b. Mübarek rh.a. uyanınca merak içinde Ali b. Muvaffak’ı tanımak için Şam’a gider. Onu bulunca sorar:

– Nasıl bir hac yaptın da senin hürmetine Allah Tealâ bütün hacıların haccını kabul etti?

– Bir yanlışlık var. Ben hacca niyetlendim, fakat gidemedim.

– Nasıl olur?

– Otuz senedir hacca gitmeyi arzu ederdim. Bu zaman içinde üç yüz dirhem para biriktirdim. Yola çıkacağım güne yakın bir zamanda evimizi komşudan gelen et kokusu sardı. O sıralar hamile olan eşim bana; “Komşudan et kokusu geliyor, canım çekti, bana bir parça et ister misin?” dedi. Komşuma gittim. Durumu anlatınca komşum ağlamaya başladı: “Bu et size haram, çünkü yolda bulduğum ölü bir hayvana ait. Bu etten yedi gündür aç olan çocuklarımın ölmeyecek kadar yemeleri helal, size ise haramdır. Helal bir şey bulamadığım için mecburen bunu yedireceğim.” dedi.

Ali b. Muvaffak sonrasını şöyle anlatır:

– Komşumun anlattıkları içimden bir parça kopardı. Bin bir zorlukla biriktirdiğim üç yüz dirhemi ağlayarak ona verdim ve dedim ki: “Yazıklar olsun bana ki sen açken halinden haberdar değilim. Hakkını bana helal et.”

Bunun üzerine Abdullah b. Mübarek der ki:

– Allah mübarek eylesin. Rabbim de bana rüyada bu hakikati gösterdi.

‘İman etmiş sayılmaz’

Kişinin akrabalık ilişkilerini sağlam bir şekilde koruması gerektiği gibi komşuluk hakkına da riayet etmesi beklenir. İyi komşuluk her insana lazım olan ve asla reddedilemeyen bir nimettir. İçerisinde samimiyet, muhabbet ve yardımlaşma barındıran bu ilişki, hayatımızın zorluklarını hafifletir, sevinçlerimizi çoğaltır. 

Birçok akrabayı bayramlarda ya da özel günlerde görmek mümkünken, komşuyla hemen hemen her gün karşılaşılabilir. Bazen iyi bir komşu akrabayı bile aratmaz. Bu sebeple “ev alma komşu al” denilmiştir. 

Komşunun kötüsü ise hayli bezdirici olabilir. Kötü komşuluk tamamen haklara dikkat etmemekle alakalıdır. Kötü komşu huzuru bozar, güven hissini yıkar, adeta muhiti insana dar eder. Kimsenin hiç kimseye böyle eza etmeye hakkı yoktur. Efendimiz s.a.v. bir gün art arda üç kez buyurdu ki: 

– Vallahi iman etmiş sayılmaz! 

Sahabiler merak edip;

– Kim iman etmiş sayılmaz ey Allah’ın Rasulü? diye sordular. Bunun üzerine şöyle buyurdu:

– Şerrinden komşusunun güvende olmadığı kimse...

Şu halde komşuluk ilişkisi doğrudan imanla alakalıdır. Hakiki iman iyi komşu eder. Kötü komşuluk ise zayıf ya da sıhhatli olmayan iman demektir. Komşusuna zarar veren kişinin her şeyden önce imanına bakması gerekir. 

İyi komşuluk, kötü komşuluk

Komşular birbirlerine daima yardımcı olmalı, sıkıntı verecek şeylerden sakınmalı, birbirlerinin derdiyle dertlenmelidir. Hakiki mümin İslâm ahlâkı üzere daima komşusuna karşı yumuşak huylu, güler yüzlü olur. İkram ve ihsanda cömert davranır. İhtiyaç halinde ödünç vermek, hatta hediye etmek komşuya ihsan kapsamına girer.

Günümüz apartman hayatında komşuluk haklarına dikkat daha da önem kazanmış bulunuyor. Sadece bir duvarın ya da tavanın ayırdığı komşular birbirini rahatsız edecek harekette bulunmamaya özen göstermeliler. Yüksek sesle bir şeyler dinlememeli, penceresine balkonuna kırıntı ya da toz serpmemeli, ortak alanlarda çöp ve benzeri şeylerle huzuru bozmamalıdır. Bina yaparken, ağaç dikerken komşunun güneşini rüzgârını kesmemeye özen gösteren bir medeniyetin nesilleri olduğumuz unutulmamalıdır.

Olgun bir mümin, komşusunun maddî manevî ihtiyacına ilk koşan kişi olmalıdır. Din ya da dünya işlerinde yardımcı olmaya çalışmalıdır. Bildiklerini komşusu ile paylaşmalı, gerektiğinde birlikte öğrenmenin imkânını araştırmalıdır. Komşusunun kusurlarını göz ardı etmeli, sırlarını ifşa etmekten sakınmalı, dedikodusunu yapmamalı, Cenab-ı Hakk’ın emrettiği bu güzel bağı korumaya çalışmalıdır. Zaman zaman eziyet görse dahi komşuluk gereği sabretmelidir. 

Sarhoş komşu

Komşuya sabrın güzel bir örneğini İmam-ı Âzam Ebu Hanîfe rh.a.’de görüyoruz. 

İmam-ı Âzam rh.a.’in genç bir komşusu vardı. Her gece evine içkili gelir, gürültüsü ile onu hayli rahatsız ederdi. İmam-ı Âzam rh.a. gençten hiç şikâyetçi olmaz, komşusunun haline tahammül ederdi. 

Bir gün başkalarının şikâyetinden olsa gerek, genci hapse atarlar. Gece, her zaman olduğu üzere gencin sesini duymayan İmam-ı Âzam rh.a. meraklanır.

– Komşumuzun neden sesi gelmiyor, diye sorar.

– Efendim, vali o sarhoşu hapse attırdı, diye durumu açıklarlar.

İmam-ı Âzam rh.a. sabah olunca doğruca valiye gider. Herkes onun teşekkür için geldiğini düşünmektedir. Vali onu görür görmez ayağa fırlar. Hürmet ve tevazu ile:

– Teşrifinizin sebebi nedir, diye sorunca İmam-ı Âzam rh.a. komşusunun serbest bırakılmasını rica eder. Vali:

– Efendim, böyle önemsiz bir mesele için niye zahmet ettiniz? Haber gönderseydiniz emriniz derhal yerine getirilirdi, der.

Genç serbest bırakılır. İmam-ı Âzam rh.a. ile karşılaştığında mahcup olur. Çünkü onu rahatsız ettiğinin farkındadır. İmam-ı Âzam rh.a.:

– Bak, biz seni unutmuyoruz, diyerek gence iltifat eder.

Bu genç kısa zaman sonra tevbe eder ve İmam-ı Âzam rh.a.’in talebeleri arasına katılır.

‘Ben onlarla, onlar benimle mutlu’

Geçmişin nice güzel hatırasını tarihin sayfalarına terk ettiğimiz günümüzde, Abdurrahim Karakoç bugünün komşuluk ilişkilerini eleştiren bir şiirinde şöyle der:

“Ahbaplık komşuluk nerede erenler / Duruyorsa haber versin görenler. / Söyleyin söyleyin eski yârenler / Sohbeti harcadık daha ne kaldı?”

Şair haklı. Modern hayatta bırakın komşuluğu, selamlaşma bile hayli azaldı. Güven duygusu zarar gördü. Komşuluk giderek kayboluyor. Yine de birbirini ailesi gibi seven, birbirine gidip gelen, ikram ve ihsanda bulunan insanların yaşadığı mahallelerimiz hâlâ var. Çocukların komşulara rahatlıkla emanet edilebildiği, ahaliden biri bir süre görülmeyince mahallelinin hemen soruşturduğu yerler buralar. Henüz yitirmediğimiz ancak kan kaybeden mahalleyi ayakta tutmak hepimizin sorumluluğunda. 

İmam Zeynelâbidîn rh.a’in komşuları, dostları ve haklarını gözetenler için yaptığı dua ile bitirelim:

“Allahım! Komşularım, dostlarım, haklarımızı gözetenler ve düşmanlarımızla mücadele edenlerin haklarını en iyi şekilde gözetmem için bana yardım et. Onları da senin yolunun icaplarını hakkıyla yerine getirmeye, edep ölçülerini gözetmeye muvaffak eyle. Onlar benimle mutlu olsunlar, ben de onlarla mutlu olayım. Âmin, ya Rabbe’l-Âlemin.”

Necmeddin Cihan Karakurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder