Eğitim deyince akla daha çok sözlü ve yazılı eğitim metotları gelmektedir. Bu tarz eğitim ise ancak çocuk konuşmaya başlayınca verilebilmektedir. Oysa eğitimde zihnî-sözlü dönem başlamadan önce hissî- halî (duygusal-davranışsal) dönemin de büyük bir önemi vardır. Özellikle de dinî eğitim söz konusu olunca…
Çocuğun zihnî eğitime hazır hale gelmesinde ilk iki yaşta kurduğu ilişkiler çok önemlidir. Sevgi ve ilgi görmeyen bir çocuk içten içe büyük bir acı çeker. Hayata bu acı ile başlayan çocuklar, verilmek istenen eğitime karşı tepki göstermeye meyilli olacaklardır.Çocukların duygu gelişiminde bilhassa anneyle ilişkisi çok önemlidir. Annesi tarafından emzirilen, kucağa alınan, öpüp okşanarak ve şefkatle büyütülen bir çocuk rahmet ve şefkati tanıyarak gelişir. Ayrıca babanın alakası ve takdiri de çocuğun kendini yetiştirme isteği duymasında çok faydalıdır.
Bu çağdaki çocuğa gösterilecek ilgi ve sevgi onun ileride dini eğitim almasını kolaylaştıracaktır. Çocuklar genel olarak sevgi kavramını bilmeden, Allah sevgisini anlayamazlar. Kendine ve insanlara saygı duymayı bilmeden Allah’ a ibadetin maksadını kavrayamazlar. Aile içinde öğrenilen duygular daha sonra çocuğun koruyan, seven, hidayete eriştiren ve takdir eden bir Allah’ ı anlamasına basamak teşkil edecektir.
Bize her davranışıyla örnek olan Peygamberimiz (s.a.v.) küçük çocuklara terbiye vermenin ilk adımını da öğretmiştir. Onun torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i bağrına basarak sevdiği, öptüğü, güzel hitaplarla seslendiği rivayet edilmektedir. Hatta hutbe irad ederken bile torununun eteğine basıp düşmesine kıyamamış, onu kucağına almıştır. Namaz kılarken sırtına çıktığında düşmesin diye secdesini uzatmıştır. Küçükken kurulan bu sevgi bağları daha sonra onların severek dinî eğitim almalarını kolaylaştırmıştır.
Sizler için doğru ve yalnız davranış modellerini tanıtmayı amaçlayan bir test hazırladık. Sorulara dürüstçe yanıt vererek kendinizi tanıyabilirsiniz.
1-Önemli bir telefon konuşması yapıyorsunuz. O sırada 2 yaşındaki çocuğunuz sizin önemli bir eşyanızı karıştırıyor. Nasıl tepki gösterirsiniz?
a- Kötü kötü bakarım, kaş göz işaret yaparım. Telefonu bitirince etrafımdakilere bağırırım; “Neden şu veletle ilgilenmiyorsunuz? Bak ne yapıyor!” Diye…
b-Yaramaza bak! Eşyalarıma çok meraklı zaten… Ben telefonda olunca fırsatı kaçırmıyor.
c-Bu yaşlarda çocukların meraklı olması gayet normal. Özellikle anne-babalarının önem verdiği eşyaları daha çok merak ediyorlar. Eşyamı onun ulaşabileceği yere koymamalıydım. Konuşmayı bitirince yanına gider, merak ettiği eşyayı gösteririm. Ya zararsız bir şekilde oynatırım veya oynatamayacağımı söyler ama onunla başka bir oyun oynarım. Peygamberimiz (s.a.v.) “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın,” buyurmuştur.
2- 4-5 yaşındaki çocuğunuz arkadaşları hakkında abartılı ve inanılması güç hikâyeler anlatıyor. Nasıl bir tepki verirsiniz?
a- Ne tepki vereceğim! Bu yaşta çocuğun anlattıklarına inanılır mı? Dinlemem ki.
b- Dikkat çekmek için uyduruyor. O kadar söylüyorum yalan söyleme diye, yine de yapıyor.
c-Demek ki çocuğum ilgimi çekmeye çalışıyor. Hikâyeleri ilginç hale getirmek için hayal gücüyle süslüyor. Anlaşılan onu ilgiyle dinlemediğimi düşünüyor, ilgimi çekmek için yollar deniyor. Anlattıklarını sakince dinlerim ve sonra doğrusunu anlatmasını sağlamak için çeşitli sorular sorarım. Onu ciddiye almam sorumluluk duygusunu geliştirecektir. Hem doğru ve güzel şeyler yaptığı zaman ilgi gösteririm ki dikkat çekmek için böyle yollara başvurmasın.
3- Çocuğunuzla düzenli olarak birlikte yaptığınız şeyler nelerdir?
a- Sofraya oturmak, televizyon izlemek gibi şeyler…
b- Bazen yapamadığı ödevleri getirir. Yorgun argın halimle, söylenerek yaparım.
c- Birlikte bir sürü güzel şey yaparız. Camiye giderken elinden tutar, beraberimde götürürüm. Cami bahçesinde kedileri severiz. Namazla ilgili güzel hatıraları olsun diye sevdiği bir yiyeceği alırım. Örnek insanların sohbetine götürürüm. Onların onu sevmesini, hayır dua ve nasihat etmesini sağlarım. Birlikte kitap okuruz, seçtiğimiz uygun yapımları izleriz. Pikniklere gideriz, orada canlıları inceleriz. Kuran elifbasını tanısın diye oyun aldım, onu oynarız. Daha birçok şey…
4- Çocuğunuzun size karşı sırları var mıdır? Sizden sakladığı bir şeyi öğrendiğinizde nasıl davranırsınız?
a- Vardır herhalde. Kızacağımı bildiği şeyleri saklayabilir. Öğrendiğim zaman tabi ki canım sıkılır.
b- Zayıf not almışsa saklar mesela… Ne kadar saklayacak ki nasıl olsa karne elimize geçmeyecek mi?
c- Çocuğumun hatalarını saklaması, onun haya duygusunun neticesidir. Onu mahcup etmek istemem. Ama bize güvenmesini ve yardım istemesini sağlamaya çalışırım. Kendi küçüklük hatıralarımı, saklamaya çalıştığım hatalarımı anlatırım. Böylece onu sırrını itiraf etmesi için cesaretlendiririm. Sorununu çözmesi için yardım ederim.
5- Çocuğunuz size ihtiyaçlarını rahatlıkla söyleyebiliyor mu? Eğer cüzdanınızdan gizlice para aldığını görürseniz nasıl davranırsınız?
a- İhtiyaçları mı biter bunların? Para aşırırsa kızarım tabi ki… “Hırsız mı olacaksın başıma” derim…
b- Bazen isteklerine kızdığım oluyor ya, ondan aşırıyordur. Artık olan olmuş, görmezden gelirim.
c- İhtiyaçlarını söylemesini isterim. Her istediğini almam, sevgi ihtiyacını maddiyatla bastırmasını istemem. Ama çocuk için çok önemliyse almaya gayret ederim ki basit bir şey için kendini mahrum zannetmesin. İş cüzdanımdan para alacak duruma gelmişse hatayı biraz da kendimde ararım. Çocuğuma daha fazla kulak vermeye dikkat ederim.
Değerlendirme:
Daha çok “a” şıkkını seçenler, sanki kaza eseri anne-baba olmuş gibiler. İnsan evladına karşı bu kadar ilgisiz olabilir mi?
En çok “b” şıkkını seçenler çocuklarının sorunlarını seziyorlar ama kendilerini çok çaresiz görüyorlar. Biraz daha gayret…
Elbette “c” şıkkındaki gibi davranan anne-babaları tebrik ediyoruz.
İslami Hayat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder